Musul operasyonuna Türkiye katılıyor mu?
Avrupa Birliği Bakanı ve Başmüzakereci Ömer Çelik, Musul’u DEAŞ’tan kurtarma operasyonuna dair, “PKK ve PYD gibi unsurlar kullanılırsa bu durumda orada etnik savaşlar tetiklenir. PKK etnik temizlik yapıyor. Bırakın Arapları, Türkmenleri, kendisi dışındaki Kürtlere bile tahammül etmiyor, Kürtleri yerlerinden ediyor.” açıklamasını yaptı.
Basın mensuplarının, Türk Silahlı Kuvvetlerinin hava unsurlarının Musul’u DEAŞ’tan kurtarma operasyonuna katılım ve desteğinin ne şekilde olacağı yönündeki soruya Çelik, bunun askeri planlama çerçevesinde değerlendirilecek bir husus olduğunu söyledi.
Türkiye’nin, Irak’a yönelik kara harekatı yapmasının şartlarının ne olacağına dair soruya da Çelik, Irak’ta Türkiye’ye yönelik güvenlik tehdidi olduğunu vurgulayarak, Irak ve Suriye’de herhangi bir ulusal ordu veya polis gücü bulunmadığını, bu bölgelerin terör örgütleriyle işgal edildiğine dikkati çekti.
Çelik, Türkiye’nin, sınırlarında terör örgütü istemediğini ifade ederek, “Suriye sınırına yerleşmiş terör örgütü bizim için vatandaşlarımıza dönük Ankara’da, İstanbul’da ve diğer yerlerde güvenlik tehditi oluşturuyor. Böyle bir durum bizim müdahalemizi haklı kılıyor. Bu müdahalenin de zaten uluslararası hukukta yeri var.” şeklinde konuştu.
Büyükşehirlerde eylem yapan canlı bombaların Irak ve Suriye üzerinden gelen terör örgütü mensupları olduğuna işaret eden Çelik, “Dolayısıyla nasıl ki Suriye’de belli birtakım şeyler olgunlaştı, Cerablus’a girilmesi gibi bir şey oldu. Şu anda Irak’taki askeri varlığımız zaten bunu engellemek için, kuzeyden Başika’ya olan bütün askeri hareketliliğimiz zaten Türkiye’ye gelecek tehdidi engellemek için. Yoksa Irak içerisinde bir pozisyon tutmak veya oradaki bir toprak unsuruyla ilgili herhangi bir gözümüzün olmasıyla ilgili bir şey değil.” ifadelerini kullandı.
“Musul ve diğer konularda müttefiklerimize çağrı yapıyoruz”
“Irak’ın kuzeyinde son derece parçalı, etnik ve dini bir yapı söz konusu. Eğer ki oradaki Türkmenler, Kürtler veya Araplardan bir yardım çağrısı olursa (etnik temizlik tehlikesinden ötürü) o takdirde Türkiye’nin oraya müdahale etmesi için yeterli mi?” sorusuna Çelik, Türkiye’nin tarihi ve insani sorumluluğunu yerine getireceği cevabını verdi.
Bakan Çelik, “Cerablus’a, El Bab’a doğru ilerlediğimizde ne yapmış olduk? Oraya gidip de Türkiye insanını yerleştirmedik. Oranın vatandaşlarını oraya yerleştiriyoruz. Mesele, Şiilere, Sünnilere karşı olmak meselesi değil, mezhepçi gruplara karşıyız. Burada bir katliam, bu insanlara karşı soykırıma dönüşecek bir durum söz konusu olursa, Türkiye buradaki sorumluluğunu yerine getirir.” şeklinde sözlerini sürdürdü.
“Sorumluluktan kasıt operasyon mu?” sorusuna ise Bakan Çelik, “O da mümkündür ama burada esas mesele şudur. Biz bunu müttefiklerimizle yapmak isteriz. Musul ve diğer konularda müttefiklerimize çağrı yapıyoruz. Yani ‘Burada bizim olmamız lazım, beraber gerçekleştirmemiz lazım’ diye.” şeklinde konuştu.
“PKK bölgede etnik temizlik yapıyor”
Çelik, “Başika Kampı’ndaki askeri birliğimize yönelik provokasyon olursa Türkiye’nin tepkisi ne olur?” sorusuna, “Türkiye Cumhuriyeti’nin askeri varlığına saldırı, Türkiye Cumhuriyeti’ne saldırıdır. Bu konuda ne gerekiyorsa o yapılır.” cevabını verdi.
Irak ve Suriye’nin toprak bütünlüğü ile etnik ve mezhebi unsurlar arasındaki organik yapıyı koruyacak şekilde terörle mücadele edilmesi gerektiğine işaret eden Bakan Çelik, PKK ve PYD’nin Musul operasyonunda kullanılması durumunda operasyonun gayriresmi hale geleceğini söyledi.
Çelik, “PKK ve PYD gibi unsurlar kullanılırsa bu durumda orada etnik savaşlar tetiklenir. PKK etnik temizlik yapıyor. Bırakın Arapları, Türkmenleri, kendisi dışındaki Kürtlere bile tahammül etmiyor, Kürtleri yerlerinden ediyor.” dedi.
Musul konusunda Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın da söylediği gibi, Türkiye’nin hem sahada hem de masada olacağını vurgulayarak, “Bizim Suriye’de en ufak bir toprakta, en ufak bir çakıl taşında gözümüz yoktur.” dedi.
Çelik, Türkiye’nin milli siyasetinin Irak ve Suriye’nin toprak bütünlüğünün korunması yönünde olduğunu belirterek, Irak ve Suriye’nin geleceğine mezhepçi grupların değil, yerel halkın tamamının karar vermesi gerektiğini vurguladı.
Misak-ı Milli hakkındaki değerlendirmelerinin sorulması üzerine Çelik, “Buradaki insanlarla kardeşlik ilişkilerimiz ve tarihsel sorumluluğumuz gereği, ahdimizi tutma gayreti içerisindeyiz.” şeklinde konuştu.
Sınırlarının 30 kilometre ötesinde insanların katledilerek topraklarından edildiğini, çocukların anne ve babasız kaldığına dikkat çeken Çelik, Türkiye’nin böyle bir faciayı seyredecek devlet olmadığını vurguladı. Çelik, Misak-ı milli vurgusunun da bu bağlamda olduğunu ifade etti.
Çelik, “Bu bölgedeki her gelişme, egemen bir devlet olarak Türkiye’nin güvenliğini ve dış politikasını doğrudan etkiliyor.” ifadelerini kullandı.