İngiliz istihbaratı Osmanlı Devletinin kalburüstü yöneticilerini nasıl fişlemişti?
Osmanlı devleti erkanı, padişahlar, devlet adamları ve hatta aşiretlerin önemli şahsiyetleri İngiltere ve İngiliz istihbaratı tarafından fişlenmişti. Büyük devlet adamları ve diğer önemli kişiler yaşamları, alışkanlıkları, mal varlıkları ve kişisel bağlantılarının yanı sıra psikolojik durumlarına kadar fişlenerek rapor halinde İngiliz dış işlerine gönderilmişti. Genellikle İngiliz istihbaratı ve büyükelçileri aracılığıyla oluşturulan bu belgeler adeta Osmanlı Devletinin fişlendiği Osmanlı Devleti’nin wikileaks raporları mahiyetindedir. Bu raporlarda Sultandan paşalara, Sadrazam’dan kumandalara, aşiret reislerinden din adamlarına kadar binlerce önemli kişi fişlenerek İngiltere’ye rapor edilmişlerdir. İngiliz istihbaratı Osmanlı Devletinin kalburüstü yöneticilerini nasıl fişlemişti?
1917 yılı ve o yıllarda yapılan fişlemeleri 90 yıl sonra tesadüfen ortaya çıkaran isim Tarihçi Doç. Dr. Bülent Özdemir. Amerika Milli Arşivi’nde araştırma yaparken rastlantı sonucu ‘hizmete özel’ adlı kapsamlı bir dosyaya ulaşan Özdemir; Osmanlı imparatorluğunda yaşayan önemli şahsiyetlerin fişlendiğini görünce oldukça şaşırmıştı. Özdemir’i şaşırtan belgeler, I. Dünya Savaşı yıllarında Amerika’nın Halep Konsolosluğu görevinde bulunmuş olan Cornelius Van H. Engert’e ait in özel evraklarıdır.
Bu konuda araştırmalarını biraz daha derinleştiren Özdemir, İngiltere Milli Arşivi’nde araştırmalarına devam eder. İngiltere’de de yine aynı yıllarda imparatorluğun Güneydoğu Anadolu ve Irak ve Suriye topraklarında yaşayan aşiretler ve liderleri hakkında toplanan bilgilerin bir araya getirildiği İngiliz istihbarat raporlarına ulaşır. Bölgede yaşayan aşiret liderleri, dini liderler, siyasetçiler, İngiltere’nin planları, bölgenin şartları ve siyasal dengelerin nasıl kurulduğu hakkında önemli bilgiler içeren bu raporlar, bilgileri kullanacak İngiliz yetkililerin hizmetine sunulmuştu.
Sultan 5. Mehmet hakkında,
Sultan 5. Mehmet 70 yaşındadır. Orta yaşlarında kadar uzun bir süre, ‘Kafes hayatı’ yaşadı. Haşmetpenahları yaşlılığında tahta çıktı. Fakat kafes hayatı yaşamasının etkisini üzerinden atamadı.
Sade bir yaşam ve sevecen bir yaratılışa sahip bir kişidir. Ürkek tavırlar sergilemekte ve canına kastedileceği konusunda gergin bir şekilde evham taşımaktadır. Majesteleri büyük elçilerin kabulü sırasında ya tam bir sessizlik veya zararsız bir yavanlık sergiledi.
Sir Luis Mallet tarafından kendisiyle yapılan son röportajda sultanın tavrında büyük bir değişiklik görüldü. Sultan savaşa çekilmeyeceğini kararlılıkla belirterek ve İngiltere’ye karşı gösterdiği değişmez dostluğunu tasdik ederek, Osmanlı Devleti’nin müttefikler karşısındaki durumunu ayrıntılarıyla konuştu.
Sultan iktidara geldiklerinden beri ona bir kukla gibi davranan ve hanedanın diğer üyelerini hor gören İttihat ve Terakki Cemiyeti’nin kurbanı olarak görülmelidir.
Padişah Vahdettin Efendi hakkında:
Sultanın daha genç erkek kardeşidir. Mahçup ve az bilinen bir şehzadedir. Bir zamanlar İttihat ve Terakki Cemiyeti karşıtlarını desteklediği için Cemiyet tarafından kendisine güvenilmez. Hükümdar üyesinin yaşlı üyeleri arasında tek karakter sahibi adam olarak bilinir.
Sosyoloji alanında da önemli simalardan biri olan Prens Sebahattin hakkında
Annesi tarafından bir hükümdar ailesi mensubudur. Babası hükümdar ailesinden bir prenses ile evli olan damat Mahmut Paşadır. Yaşı 35. Paris JönTürklerinin organizatörlerinden birisidir fakat sonradan cemiyetle bağını kopardı. Türk olmayan ırkların istedikleri otonomi çizgisinin liderliğini yapması sebebiyle hain ve dönek kabul edilmektedir.1913 te sadrazam Mahmut Şevket Paşa cinayetine karışmakla suçlandı. İdam cezasına çarptırıldı ancak Atina’ya kaçtı. Ve hala orada yaşamaktadır. İngiltere sempatizanı ve vatansever bir Türk. Fakat güvenilmeyecek kadar zayıf biri… Jön Türk iktidarını görevden düşürmek için çalışmakta. Zengin fakat kişisel kapasitesi düşük…
Yusuf İzzettin Efendi hakkında,
Padişah’ın ilk yeğenidir, 57 yaşında… Sultan Abdülaziz’in oğlu. Sinirli karakterli bir zavallı… Sağlığı hakkında sürekli yaşadığı halüsinasyonların kurbanı… alelade bir zekaya ve sessiz bir yapıyı sahip… İmparatorluk ailesinin diğer üyeleri gibi genelde politik işlerden uzak tutuldu ve savaştan önceki son ayda dehşetli bir endişe durumu yaşadı.
İstanbul’dan ayrılmadan önceki gün İngiliz büyükelçisine gönderdiği mesajda İngiltere ile oynanan briç oyunundan dolayı derinden pişman olduğunu ve kendisinin saldırgan politikasını nasıl kesin bir şekilde terk ettiğini söylüyordu.
Çok iyi Fransızca konuşamaz. Azıcık Avrupa kültürüne sahiptir. Sultan’ın temsilcisi sıfatıyla İngiltere’ye gelerek, Kral 7. Edward’ın cenaze törenine ve şu anki kıralın taç giyme merasimine katıldı. Zaman zaman kendisini İttihat ve Terakki Cemiyetine karşı olanlarla özdeşleştirdi ama cemiyete karşı bir tutum ve girişimde de bulunmadı.
Said Halim Paşa (Sadrazam) hakkında,
Yaklaşık 50 yaşlarında olan Prens Said Halim Paşa, Mısırlı Mehmet Ali Paşa’nın torunudur. Hıdiv İsmail döneminde değişen tahta çıkma geleneğinden sonra kenarda bekleyen ve Kasım 1915’te tekrar hıdivlik iddiasında bulunan Hıdiv Halim Paşa’nın oğludur. Etkileyici bir dış görünüşe sahip değildir. 155 santim boyunda ve cılız; gri sakallara sahiptir ki; sadrazam olacağı için uzatmak zorunda kalmıştı. Eğitim ve görgü bakımından batılıdır. Fransızcayı çok iyi; İngilizceyi iyi derecede konuşur. Centilmen ve oldukça itibarlı birisidir.
Zenginliği, statüsü ve eğitimi sebebiyle hükumete yeni bir çehre kazandırması için Cemiyet tarafından Sadrazamlığa seçildi. Azimli mizacı ve otoriter yapısı ile Sadrazamlığa çok uygun birisi oldu. Bir süre sonra bu makamda kalmak birinci amacı haline geldi ve hatta bunun için”onuru” dışında her şeyini feda etmeye hazır biri!…
Sözleri kanun hükmünde olacağından ve ne EnverPaşa ne de Talat Paşa onun rızası olmadan hiç bir şey yapmaya cesaret edemeyeceğinden, İttihat ve Terakki Cemiyetinin planlarının ve entrikalarının bilgisinin tamamen dışında tutuldu.
Türk donanmasının Odesa’ya saldırdığında olayın ilk haberleri İngiltere büyükelçisi tarafından Sadrazama bildirildi. Bay Louis Mallet ertesi sabah onu çökmüş bir durumda buldu. Çünkü gelişen olaylar karşısında korkuya gark olmuştu. Bay Louis’e Cemiyet ile sonuna kadar mücadele edeceğine dair teminat verdi. Büyükelçi ayrılırken paşa ruhen yıkılmış vaziyetteydi ve “Beni bırakmayın, beni bırakmayın!” diye bağırarak büyükelçinin kollarına yapıştı.
Büyükelçinin ayrılışının ardından olan şeyleri sadece tahmin etmek mümkündür. Ama başka seçeneği olmadığından bazen çeşitli tehditlerle, bazen de çeşitli iltifatlarla sadrazamlık görevine devam etti. Bu sırada muhtemelen kendisine ait olduğunu düşünerek mevcut politikayı kabul etmeye ikna oldu.
Bursa valisi olan kardeşi Abbas Hilmi Paşa büyük zenginliğe sahip olan birisidir. Bu kişi görünürde tamamen batı eğitimli biri olmasına rağmen, sıkı bir gericidir. Savaşın başlamasından sonra hükumette görev aldı. Ailesini daha derinden cemiyetin politikalarının içine soktu. İki kardeşin de zenginliği büyük oranda Mısır’daki mal varlıklarından kaynaklanmaktadır. Ama Sait Halim Paşa büyük miktarda para kaybettiğinden dolayı artık eskisi kadar zengin değildir. Aşırı ve lüks harcamaların yanı sıra kötü yönetim zenginliğini bitiren nedenlerdir.
Güçlü sevgi ve nefret hisleri taşır. Sir Eldon Gorst’tan nefret eder. Lord Cromer’i samimi şekilde beğenir. Uzlaşmacı bir yapıyı sahiptir. Kendisinden farklı düşüncede olan kişilerin iddialarını dinlemeye her zaman hazırdır. Her zaman optimist bir bakış açısı vardır fakat bu takip ettiği politikalarda başını ağrıtmaktadır. İttihat ve Terakki Cemiyetinin karşıtlarından biri olan Şerif Paşa ile evli olan kız kardeşi yoluyla bir akrabalık bağı vardır. Şerif Paşa yakın zamana kadarParis’te yayınladığı “Mechersutiette” (Anayasa) kayın biraderinin başkanlığını yaptığı hükumetin aleyhinde bir kampanya yürütmekteydi.
Cevad Bey (Kumandan)
İstanbul’daki savaş esirlerinden sorumlu. 16. Avusturya piyade taburunun emir subayı Yüzbaşı Ronald McDonald, İngiltere’deki teyzesine: İstanbul’da savaş mahkumu olduğunu, Türk subaylar tarafından kendilerine çok iyi davranıldığını ve Cevad Bey’in ücretlerinin ödenmesine müsaade ettiğini yazmıştır.
Hahambaşı Nahum
İzmir’de doğan ve çok yakın arkadaş oldukları Halil Bey’le aynı okulda okuyan genç bir adam. Londra’daki en önemli Yahudi ailelerle temas halinde ve Talat Paşa ile görüşmelerde aracı rol oynadı. Habeşistan ve Yemen’i ziyaret etti. Arapçayı iyi, Fransızcayı mükemmel konuşur. Çağa uygun fikirlere sahip, kültürlü birisi…İttihat ve Terakki Cemiyeti ile etkili ve sağlam ilişkilere sahip…
Abdurrezzak Şatana (Mardin bölgesi Aşiretlerinden)
Mardin Kürt Komitesi üyesidir. Son zamanlarda Tai Araplarına İngiliz karşıtı propaganda yapmaktadır
Agha Mirza
Nasturi. Agha Petros’un kardeşidir ve onun dilenmek için çıktığı Dünya turunda yanında bulunmuştur. İyi bir savaşçıdır fakat kardeşi kadar güçlü bir karaktere sahip değildir. 30 yaşlarında…
FethullahBey (Pirastini)
Pirastini reisi olarak vazifelendirilmiştir. Baradost’lu Muhammet Sait Bey’le eskiden gelen bir kan davası mevcuttur. Kavgacı bir adamdır fakat iyi bir savaşçıdır. Yararlı olabilir. Saled Murad Han’ın arkadaşıdır.
Habib Ağa (Reikan)
Reikan Aşireti’nin lideri. Savaş süresince kabilenin çok sıkıntı çektiği Oramar aşiretiyle sürekli ihtilaf halindedir. Etkisi aşiretinin tamamına yayılmamıştır.
Necmettin (Biara)
Avroman’ın Nakşibendi şeyhlerinden biridir. Avroman bölgesindeki Kürtlerin dini liderlerinin başı olan Şeyh Alaaddin ile birliktedir.
SeyyidRüstem
Ali İlahi bölgesi reisidir. Guran bölgesinde genellikle Seyyit Rüstem adıyla bilinen Tutşami köyünde yaşar. Aşiretler üzerinde etkili bir kişidir.
Burada söz konusu edilen Osmanlı Devleti yöneticileri ve dönemin önemli şahsiyetleri gibi binlerce kişi; İngiltere ve İngiliz istihbaratı tarafından fişlenip, İngiliz dış işleri bakanlığına rapor edilmişti. Bu şahısların devlet işlerindeki etkileri dışında; ailevi bilgilerine ve hatta psikolojik durumlarına kadar ayrıntılı bilgiler raporlarda yer almaktaydı.13