Katil İsrail’in Lübnan saldırısında son durum ne? İsrail- Lübnan arasında yaşanan son gelişmeler
İsrail- Lübnan çatışmasında son yaşanan gelişmeler yakından takip ediliyor. İsrail Lübnan’a şimdiye kadarki en büyük hava saldırısını başlattı. Lübnan, İsrail’in hava saldırılarının bilançosunu açıkladı. Ülke genelinde yüzbinlerce insan yaşamını yitirdi. İsrail’den son dakika Lübnan açıklaması yaptı. Açıklamada, Hizbullah’a karşı sınırlı kara operasyonu başlatıldı ifadesine yer verildi. İşte 8 Ekim 2024 Salı İsrail- Lübnan arasında yaşanan son durum… Katil İsrail’in Lübnan saldırısında son durum ne? İsrail- Lübnan arasında yaşanan son gelişmeler…
İsrail ordusu, Hizbullah hedeflerine karşı “Güney Lübnan’da hedefli ve sınırları belirlenmiş bir kara operasyonu” başlattığını açıkladığı operasyonlar sürüyor. Hizbullah askerleri de karşı saldırılarda bulunuyor. Hizbullah’ın yaptığı açıklamalara göre, Lübnan’ın güneyindeki kara çatışmalarında çok sayıda İsrail askeri öldürüldü.
İsrail’in Lübnan’ın Laylaki, al-Marija, Harert Hreik ve Burj al-Barahneh bölgelerine yönelik hava saldırıları sürerken, Orta Doğu’daki gerilimi artıracak bir gelişme olarak İsrail 9rdusu Lübnan’daki kara harekatını genişletme sinyali verdi. İsrail ordusundan yapılan açıklamada, Hizbullah hedeflerine karşı “Güney Lübnan’da hedefli ve sınırları belirlenmiş bir kara operasyonu” yapıldığı bildirildi. Operasyonun ve çatışmaların sınıra yakın bazı köylerde devam ettiği kaydedilen açıklamada, kara birliklerinin İsrail savaş uçakları tarafından desteklendiği aktarıldı.
İsrail uçakları Beyrut’ta bulunan ve Hizbullah mensuplarının yoğun olarak yaşadıkları bilinen Dahiye Mahallesine yönelik sürekli bombardımanları devam ediyor. Mahallede hangi binaların bombalanacağına dair işaretlenmiş krokiler cep telefonlarına mesaj olarak gönderiliyor. Gönderilen mesajlarda işaretlenen binaların bombalanacağı ve boşaltılması uyarısı yapılıyor.
Gazze’de güvenli bölge ilan ettiği sivil yerleşim bölgelerini bile bombalayan, okulları ve hatta Birleşmiş Milletler kamplarını bile bombalayan sivil halka katliam ve soykırım yapan katil İsrail ordusunun Lübnan’da sivilleri uyarması dikkat çekiyor. İsrail’in telefonlara gönderdiği bu uyarı mesajlarıyla dünya kamuoyuna sivil halkı katletmediği izlenimi vermeye çalıştığı anlaşılıyor. Bunun yanı sıra uyarı amaçlı telefon mesajlarıyla Lübnan’da yaşayan çok sayıda farkı ulus ve etnik unsurlar arasındaki birliği bozmaya çalıştığı da gözden kaçmıyor.
İsrail’in devam eden hava saldırılarında Lübnan’ı Suriye’ye bağlayan önemli bir otoyolu hedef alarak, saldırılardan kaçanların kullandığı yolu kapattığı belirtildi.
İsrail ordusunun, başkent Beyrut da dahil olmak üzere Lübnan’a yönelik saldırıları artırmasından bu yana yerinden edilen 300.000’den fazla Lübnanlı ve Suriyeli sığınmacı sınırı geçerek Suriye’ye kaçmak zorunda kaldı.
Soykırımcı İsrail’in Lübnan’a yönelik saldırıları sonucunda, Masnaa olarak adlandırılan Lübnan- Suriye sınır kapısı yakınındaki yol, 4 metre genişliğinde bir krater oluşmasının ardından kapatıldı.
Hizbullah ve İsrail Savunma Kuvvetleri’nin (IDF) arasındaki çatışmanın başlamasından bu yana Lübnan’da ilk kez büyük bir sınır kapısına bağlantının kesilmesi anlamına geliyor.
Lübnan’ın hâlâ iki ülke arasında çoğu açık ve Lübnan devletinin denetimi altında olan altıya yakın sınır kapısı bulunuyor. Hizbullah’ın silahlarının çoğunu Suriye üzerinden İran’dan aldığı düşünülüyor.
İsrail ordusu, Lübnan’ın güneyinde Birleşmiş Milletler (BM) tarafından ilan edilen tampon bölgenin dışında kalan yerleşim yerlerini boşaltmaları konusunda halkı uyararak bu hafta başında Hizbullah’a karşı başlattığı “sınırlı” kara operasyonunu genişletebileceğinin sinyalini verdi.
Bu duyuru, cuma sabahı erken saatlerde başkent Beyrut’ta bir dizi büyük patlamanın duyulduğu sırada geldi.
İsrail’in, Hizbullah’ın güçlü olduğu Dahiye bölgesinin sınırında yer alan Beyrut Refik Hariri Uluslararası Havalimanı yakınlarını hedef almasının ardından şiddetli patlamaların yaşandığı aktarıldı. Katil İsrail ordusunun Lübnan’ın başkenti Beyrut’a ve Dahiye bölgesine yönelik hava bombardımanları sürerken hemen 500 metre ilerdeki hava alanında sivil uçuşların sürmesi de bir çelişki olarak dünya basını tarafından izleniyor.
Lübnan’ın devlet tarafından işletilen Ulusal Haber Ajansı başkentte art arda 10’dan fazla hava saldırısı düzenlendiğini bildirdi.
İsrail basını, saldırıların hedefinin Hizbullah’ın ikinci ismi Haşim Safiyeddin olduğunu öne sürdü.
İsrail ordusu Lübnan genelinde aralarında silah depolama tesisleri ve gözlem noktalarının da bulunduğu yaklaşık 200 Hizbullah hedefini vurduklarını açıklarken, İsrail ordusunun bir bölümü (IDF) Hizbullah’a yönelik “ağır hasarın” devam edeceği açıklamasını yaptı.
İsrail’in bu hafta başında sınırlı bir kara harekâtına başladığını duyurduğu güney Lübnan’da Hizbullah ile yaşanan çatışmalarda en az dokuz İsrail askeri öldürüldü.
Çatışmalar, bölgenin salı gecesi İsrail’e yönelik yaklaşık 200 balistik füzenin ateşlendiği bir İran saldırısına İsrail’in vereceği yanıta hazırlandığı bir sırada meydana geldi.
Lübnan’daki kriz birimi, çatışmaların başlamasından bu yana Lübnan’da yaklaşık 1.2 milyon kişiyi evlerinden edildiğini belirtti.
Soykırımcı İsrail ordusu güya sivillerin ölmemesi adına hangi binaların bombardıman yapılacağını işaretleyip telefon mesajıyla bölgede yaşayanları bu binaların boşaltılması konusunda uyarıyor. Bu binaların altında Hizbullah’ın mühimmat depolarının olduğunu iddia ediyorlar. Ancak ne var ki bölgeyi bilen basın mensupları Hizbullah’ın Beyrut’ta ve diğer şehir merkezlerinde kesinlikle askeri bir yapılanması olmadığını ifade ediyorlar. İsrail tarafından bombalanan binaların kesinlikle sivil yerleşim yerleri olduğunu söylüyorlar. Zaten hiç kimse oturduğu binanın altında mühimmat depolayıp, bombaların üstünde oturmak istemez. İsrail Lübnanlı sivillerin evlerini, umutlarını, birikimlerini ve geleceklerini haksız yere bombalıyor, harabeye çeviriyor; tıpkı Gazze’de yaptığı gibi… Sivil halkın evlerini bombalıyorlar; bunu yaparken de Hizbullah’ın mühimmatlarını bombaladıkları bahanesini öne sürüyorlar ama bombardıman yaptıkları her yerin sivil halkın evleri olduğu anlaşılıyor.