SURİYE SOYKIRIMI; GİZLİ SUÇLU ORTAYA ÇIKTI
Hızır İlyas / yukselentv.com ..
Suriye’de Esed rejimini ayakta tutmak amacıyla başlattığı hava saldırıları hâlâ devam eden Moskova, hedeflerinin sadece IŞİD olmadığını teyit etti. Hedeflerin Esed rejimiyle birlikte koordineli seçildiğini açıklayan Rus yetkililer, sivilleri vurdukları iddialarını ise yalanladı. Uluslararası medya kuruluşları tarafından, Batı destekli Suriyeli muhalif grupların da hedef alındığı iddia ediliyor.
Suriye’de ‘Esed rejiminin talebiyle’ geçtiğimiz gün hava operasyonlarına başlayan Rusya, savaş uçaklarının sadece terör örgütü IŞİD’e ait hedefleri vurmadığı yönündeki iddiaları teyit etti. Saldırıların ilk gününde hedeflerin IŞİD’e ait olduğunu iddia eden Rus yetkililer, dün yaptıkları açıklamalarda birden fazla grubun vurulduğunu ifade ettiler. Rusya Devlet Başkanı Putin’in sözcüsü Dimitri Peskov, Rusya’nın IŞİD’İn yanı sıra bir dizi başka grubu da vurduğunu söylerken, “Bu gruplar iyi biliniyor ve hedefler Suriye ordusu ile koordinasyon içerisinde seçildi.” ifadelerini kullandı. Rusya’nın Paris Büyükelçisi Aleksandır Orlov ise IŞİD hedeflerinin yanı sıra terör örgütü El Kaide’nin Suriye kolu El Nusra’ya ait hedeflerin de vurulduğunu belirtti. Öte yandan, Irak Başbakanı Haydar el-İbadi, yabancı bir gücü ülkesine davet ederken hicap duygusu dahi göstermeden Rusya’nın ülkesinde de IŞİD’e yönelik saldırı yapma talebinde bulunması halinde bunu memnuniyetle karşılayacaklarını açıkladı.
Suriye’de İran askerleri adeta Esed’in kara ordusu gibi çarpışırken, Rus uçakları da hava desteği sağlıyor İran askerlerine… Irak’taki İran yanlısı siyasiler de Rus uçaklarını bu vesileyle ülkelerine davet ediyorlar. Sırf demokrasi istedikleri ve Esed’in dikta yönetimini kabul etmedikleri için Müslüman Suriye halkına soykırıma varan katliam, yabancı güçlerle el birliği yapılarak uygulanıyor. Rusya, Esed rejimine destek amacıyla düzenlenen hava operasyonları sırasında İsrail’in de planlama ve koordinasyon desteği sağladığını açıkladı. Siyasi çevrelerde, “Esed’in “Ben İsrail’e karşı halkım adına savaş veriyorum” temalı milliyetçi propagandalarına rağmen, İsrail desteğinde Rus uçaklarının “Esed’i koruma” saldırıları Esed’in Suriye Halkının değil ama kimlerin adamı olduğunu bir kez daha ortaya koydu” yorumları yapılıyor…
Rusya’nın hava saldırılarını başlatmasının ardından operasyonlarla ilgili endişelerini dile getiren ABD Dışişleri Bakanı John Kerry, sivil hedeflerin vurulduğu yönünde kanıtları olduğunu iddia etmişti. Bu açıklamaları yalanlayan Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov, Kerry’nin kanıtları kamuoyu ile paylaşmasını istedi. Suriyeli muhalif kaynaklar ise Rus uçaklarının Batı destekli, ılımlı muhalif grupları da vurduğunu iddia etti.
RUSYA’NIN DESTEK VERDİĞİ ESED VE REJİMİNİN VAHŞİ YÜZÜ
Rusya Suriye’deki çıkarlarını koruyabilmek adına Suriye Devriminin başladığı günlerden beri Baas rejimine doğrudan destek veriyor. Suriye devriminin iç savaşa dönüşmesinin sebebi Rusya, Çin ve İran oldu. Oysa destek verdikleri Esed ve onun Baas partisi, binlerce masum sivili kadın çocuk demeden füzelerle, varil bombalarıyla ve hatta kimyasal silahlarla bombalayıp kendi halkına soykırım uygulayan bir terör örgütüne dönüşmüş durumda… Şu ana kadar Suriye’de hayatını kaybeden insan sayısı 400 binin üzerinde…
6 milyonun üzerinde Suriyeli mülteci durumuna düştü, evini yurdunu terkedip kaçmak zorunda kaldı. Yaralıların, işkence görenlerin, tecavüze uğrayan, insan tacirlerinin eline düşüp köle olarak veya parçalara ayrılıp organ mafyasına satılan insanların sayısı bilinmiyor. Suçsuz oldukları halde rejimin hapishanelerine doldurulan masum muhaliflerden 55 bin kişi sistematik işkenceyle öldürülmüş; rejim tarafından fotoğraflanan 21. yüzyılın utanç levhası fotoğraflar Esed’in ordusundaki akıl ve vicdan sahibi bir subay tarafından dünya basınına sızdırılmıştı.
Suriye halkı üzerinde en korkunç silahları kullanmaktan kaçınmayan Esed ve ona bağlı silahlı birliklerin, şehirler üzerinde kimyasal silah kullandıkları belgelendi. Tespit edilen bir tek kimyasal silah vakasında bile bin altı yüzün üzerinde insan ölürken, çoğunluğun kadın ve çocuk oldukları bildirildi.
Rusya, Çin ve İran ise Suriye’de en çok kan dökmüş sivil halkı uçaklarla bombalamış hatta şehirler üzerinde kimyasal silah kullanmış en büyük terör grubuna, Esed rejimine destek veren terör devletleri konumuna düşmüş durumdalar Dünya kamuoyunda. Yaptıkları şeyin meşru olduğunu iddia ediyorlar, sahip oldukları silahları dayanak olarak göstererek. Meşruiyet, bazılarının aklı erse de yüreğinin yetişemeyeceği kadar ulvi ve yüksek bir olgudur oysa… Dünya’da meşruiyetin ilkelerini ilk dönemlerden beri gönderdiği elçilerle Tanrının kitapları olmuş. Yapılması ve yapılmaması gereken şeyler emir ve yasaklar olarak insanlığa bildirilmiş. Meşruiyetin kaynağı olarak bir kişiyi veya devleti gören anlayışlar kendi kaba kuvvetlerine güvenerek sırf çıkarları uğruna binlerce insanın öldürülmesini, evlerinden yurtlarından edilmesini, işkencelere uğramasını veya tecavüze uğratılmasını meşru görmüşlerdir tarih boyunca… Hatta soykırım yaparken bile güçlü olduklarını ve yaptıkları işin meşruiyet kazandığını düşünmüşlerdir; ne var ki tarih ve insanlığın vicdanı bu katilleri ebediyyen layık oldukları tarihin çukur sayfalarına mahkum etmiştir.
Suriye halkının istenmeyen adam ilan edip ölüm kalım mücadelesi vererek göndermek istediği Esed ve silahlı grubu aslında çoktan tarih olurdu Suriye Devrimi rüzgarında… Ancak Rusya, Çin, İran’ın açık desteği, bazı batılı devletlerin ise gizli desteği ile zoraki ayakta tutulmaya çalışılıyor. Tabi büyük devletlerin yönetici elitlerinin kirli çıkar hırsları ve desteği nedeniyle Suriye’de binlerce insanın kanı dökülmeye, ölümlere, işkencelere, tecavüzlere ve sığınmacı dramlarının yaşanmasına devam ediliyor. Büyük devletlerin yönetici elitleri nedeniyle yaşanıyor bu dramlar; zira o devletlerin halkları da aslında tüm Dünya kamuoyu gibi, Esed’in gitmesini, Suriye halkının kendi özgür iradesiyle demokratik yöneticilerini seçmesini ve barış içerisinde yaşamasını istiyor. Mesela, Rusya’da bile bir referandum yapılsa ve Rus halkı, hiç bir dış gücün müdahalesi olmadan Suriye halkının kendi özgür seçimlerini yapmasını, istediği yöneticileri seçmesini ve demokratik biçimde ülke geleceğini şekillendirmesi yönünde oy kullanır. Dünya’yı karıştıran ve yaşanmaz hale getiren asıl sebebin, bazı ülkelerin yönetici elitlerinin doymak bilmez çıkar hırsları olduğu gözler önüne serilmektedir.
Suriye’nin geleceğine karar vermesi gereken Suriye halkı, Esed’e bağlı terör ordusu tarafından kan gölüne çevrilmiş Suriye’de yaşama şansı bulamadığından ülke dışına kaçmak zorunda kalmış dünyanın bir çok ülkesinde zor şartlarda sığınmacı durumunda çoğunlukla… Her gün TV’lerde Suriyeli sığınmacıların Avrupa kapılarındaki ölüm kalım mücadelesine dönüşen mülteci dramını izliyor Dünya kamuoyu şaşkınlık ve üzüntü içerisinde… Amerika Birleşik Devletleri, İngiltere, Fransa, Almanya ve Rusya görüşerek Suriye’nin geleceğine karar vermeye çalışıyor; “Suriye gelecekte şöyle olsun, böyle olsun” diye kararlar almaya çalışıyorlar. Ne güzel Demokrasi ama !… Demokrasi adına ne harika bir durum değil mi !?
Rusya Savunma Bakanlığı Sözcüsü General İgor Konaşenkov, hava operasyonlarında 50’den fazla savaş uçağı ve helikopterin kullanıldığını açıkladı. Moskova’da operasyonla ilgili bilgi veren Rus komutan, “Gece IŞİD’in 4 ayrı hedefine havadan operasyonlar yapıldı. Su-24M ve Su-25 tipi savaş uçakları 8 uçuş gerçekleştirdi. Dün gündüz saatlerinde ise 20’den fazla uçuş gerçekleştirilerek IŞİD’e ait 8 hedef bombalandı.” dedi.
“Sekiz adet F-16 ile Türkiye-Suriye hudut hattı boyunca devriye uçuşu icra edilmiştir. Bu görev esnasında, uçaklarımıza; Milliyeti tespit edilemeyen MIG-29 uçağı tarafından radar kilidini muhafaza ederek toplam 4 dakika 30 saniye süre ile,
Suriye’de konuşlu SA füze sistemleri tarafından toplam 4 dakika 15 saniye süre ile tacizde bulunulmuştur.”
Yaşanan olay sonrası uçağın Suriye veya Rusya’ya ait olduğu düşünülüyor.
NATO’dan Rusya Türk hava sahasını ihlal etmesiyle ilgili bir açıklama geldi. NATO Genel Sekreteri Stoltenberg “Rusya’nın Türkiye-NATO hava sahasını ihlali uzun sürdü. Yanlışlıkla olmuş gibi görünmüyor” dedi.
Açıklama şöyle: “Rusya’nın Türk hava sahasında ciddi bir ihlali olmuştur. Bir daha tekrarlanmaması gerekir. Rusya, NATO’ya gerçek bir açıklama yamadı. Rusya ile siyasi ve askeri düzeyde iletişimimiz devam ediyor.
NATO HAVA SAHASININ İHLALİ ANLAMINA GELİYOR
Stoltenberg ayrıca Rusya’nın bu ihlalle aynı zamanda NATO’nun da hava sahasını da ihlal ettiğini ifade etti.Stoltenberg, NATO’nun Türkiye’nin yanında olduğunu vurguladı.
RUSYA’NIN KARA, HAVA, DENİZ BİRLİKLERİ…
NATO Genel Sekreteri Stoltenberg, “Rus güçlerinin Suriye’de toplandığını ve güçlendiğini gördük ama sayı veremeyeceğim. Kara birlikleri de var, hava güçleri de var, deniz birlikleri de var. Rusya’nın askeri güçlerini artırdığını görmekteyiz. Son haftalarda gördüğümüz bu” diye konuştu.
TÜRKİYE’DEN 2. NOTA, RUSYA’DAN İLK YANIT
Türkiye’nin cumartesi günkü hava sahası ihlalinin ardından Pazar günkü yeni ihlal konusunda da Rusya’ya ikinci kez protesto notası verdiği ortaya çıkmıştı. Ankara, Rusya’nın büyükelçisine, sert ifadelerle “İstenmeyen olayların sebebi olursunuz” uyarısında bulundu.
TASS ajansının haberine göre Rusya Dışişleri Bakanlığı, ikinci ihlal iddiasını inceleyeceklerini açıkladı.
RUSYA OLUMSUZ HAVA KOŞULLARI
Rusya Savunma Bakanlığı Sözcüsü İgor Konaşenkov,Rus uçaklarının Türk hava sahasını “olumsuz hava koşulları” nedeniyle ihlal ettiğini söylemişti.
Konaşenkov, konuyla ilgili yaptığı açıklamada, “3 Ekim’de planlı uçuşunu tamamlayan S-30 tipi Rus savaş uçağı, Himeymim hava üssüne dönmek için dağlık alanda manevra yaparken birkaç saniyeliğine Türk hava sahasına girdi. Himeymim üssü, Türkiye sınırına yaklaşık 30 kilometre mesafede bulunuyor ve piste iniş bazı hava koşullarında kuzey istikametinden gerçekleşiyor” ifadelerini kullandı.
